Mirası bitirdiler.. Artık deniz de bitti...

Türkiye’de ekonomi iyiye gidiyor. Ülkemiz, yatırımlarını çoğalttı. Kişi başına gelir GSMH arttı ve büyüyoruz.
Bendeniz değil ama birileri böyle söylüyor…

Zenginin daha zengin olması, yabancı sözde yatırımcıların ülkemize bir çivi çakmadan, kazançlar elde edip, ihalelerde aslan payını alması, halkın açlık sınırlarını aşarak bu durumun yaygınlaşması, işsiz sayısının katlanarak büyümesi, enflasyona göre memur ve işçi aylıklarının daha altında maaş zamları alması, özelleştirme adı altında, milli servetlerimizin yabancılara peşkeş çekilmesi, devletin ihalelerde 10 kuruşa sattığı tesis ve işletmeleri kapan büzüktaşların yabancılara 100 kuruşa sattıkları, yabancı sınırlarda insanımıza “vebalı” muamelesi yapıldığı, ülkemizin dünyada sayılganlığının günbe gün azalarak, ciddiye alınmaz hale gelmemiz, iç ve dış siyaset arenalarında hiçbir varlık gösteremeyip, şamar oğlanına döndüğümüz, üç kuruşluk elin Arabının elinde oyuncak edildiğimiz gerçeklerini saymazsak ortalık güllük gülistanlık.

Üç yamalı bohça Ecevit-Bahçeli-Yılmaz döneminden kalan ve biriken, önceden atılmış adımların meyvelerini toplayarak, halka utanmadan “Bunları ben yaptım” diyebilecek yüzsüzlüğü sergileyen hükümet, bu mirası artık tüketti.
İzleyin bakın bakalım bundan sonra ne halt yiyecek.

Üç yamalı bohçanın bile dış borçlarda azda olsa bir gerileme sağlamalarına rağmen, bu tek parti hükümeti döneminde dış borçların nasıl katlanarak büyüdüğünü kaç kişi farkında.
2 dönem üst üste faizlerin bile ödenmediğini kaç Allahın kulu biliyor.
Ört bas edilen, açıklanmayan harcamalar gün gelecek masaya konacak elbet. Trilyonluk arabalar, sözde koruma şirketlerine aktarılan servetlerde çıkacaktır ortaya.
Bunlar sadece kıyısından köşesinden hatırlamalar. Şu an için konuşmanın da pek bir anlamı fazla kalmadı.

Çünkü; takip edecek, görecek, hesap soracak birimler ve yapılarda ele geçirildi.
Dahası mı?
Muhalefet ele geçirildi muhalefet… Dahası mı var…

Geçenlerde bir dosta söylediğim gibi.
Bizi utandıran,
Bizi hayal kırıklığına uğratan Ağustoslar yaşadık.
Şimdi yeni bir Ağustosu bekliyoruz.
Bir kez daha utanmayacağımız.
Hayal kırıklığını yaşamayacağımız….

Ne varki; önümüzde çok fazla Ağustos ta kalmadı…

Dostçakalınız.