BLOGGER'a TEŞEKKÜRLER DemotikE

16 Ağustos 2009 Pazar

Facebook

Bir süredir Facebook’ta dolaşıyorum.
Gördüklerim içimi kanatıyor.
Bu ortamın gerçek amacından uzak kullanılması bir yana, nerede ise kundak çocukları tarafından kullanılıyor olması gerçek bir facia…
Ard niyetli yıkıcı faaliyetlerin buralara malzeme taşıması, eğitimsiz gençleri zehirlemeleri başka bir dert.
Düşünüyorum da; ülkenin sahibi yokken bu ortamın mı ciddi sahipleri olacak.
Gençlerimizi izledim…
Şaşkınlar. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemiyorlar.
Gerçekten iyi niyetinden samimiyetinden emin olduğum gençleri takibe aldım ve izledim…
Kavram kargaşası yaşıyorlar.
Görsel basın olsun, yazılı basın olsun doğru dürüst eğitim almalarını ve gerçek anlamda bilgide yükselmelerini bırakın desteklemek, aksine köstek oluyor.
Bu pırıl pırıl gençler aile yapıları ve alışkanlıklar olarak da kültürel gelişimlerini başkaca kaynaklara yönlendirmek imkanından da yoksunlar.
Bu durumda tam bir çelişkiler yumağının içinde bocalayıp duruyorlar.
İçim acıyarak bakıyorum…
Aslında bir şeyler yapmak gereğinin farkındalar. Çorbadaki tuza katkıda sağlamak istiyor bu çizgide de bir şeyler yapmak istiyorlar.
Taşıdıkları, “ben” bunu yapmak gerekliliğini kendilerine bağırıyor.
Ve bu gençler bunun bilincinde davranış gösteriyorlar…
Ama işte gerçek burada.
Hangi taşı kaldırması gerektiğini bilmiyor.
Altında en zehirli sürüngenlerin olduğu taşları yerinden oynatıyor.
Onlara, yeni yaşam alanları sunuyor. Başka yere – yerlere taşınan altında akrep olan taşlar buralarda yeni koloniler kurabiliyor.
Hiç değilse birilerini kurtaralım diyor el uzatıyorsunuz…
Ne var ki; O gence o kadar çok uzanmış el var ki; Sizin elinizi görmüyor bile.
Ayrıca; basit mantıkla “O kadar insan yanlış, bir sen mi doğrusun” açmazında da kalmıyor değiller…
El kadar bir çocuk… Namus-onur-haysiyet-vatan konularında, çarpıtılmış-provoke edilmiş-istismarcı-yanlı yayınları sayfasında yayınlamak – yayınlayabilmek cesaretini gösteriyor, futursuzca bu küstahlığı yapabiliyor.
Ana yok baba yok…
Ben de çok şey istiyorum galiba.
Kişi kendisinde olmayanı evladına nasıl verebilir ki…
Dostça kalınız.

4 yorum:

VATAN VE MİLLET dedi ki...

ŞİMDİKİ GENÇLİK NE ÜLKE SORUNLARINA NE DE ÜLKE MENFAATLARINA KARŞI HİÇ BİR ŞEY YAPMIYORÇ.YAPAN ÇOK AZ SAYIDA.BEN 20 YAŞINDAYIM VE ÜLKEM İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPIYORUM.HOVARDALIK YAPMIYORUM,İLERİ GERİ DAVRANMIYORUM,ÜLKEMLE DALGA GEÇMİYORUM,ONUN BUNUN PEŞİNDEN BATI TARZI DAVRANMIYORUM.

GÖNÜL İSTERKİ HERKES BENİM VE BENİM GİBİLER GİBİ OLSUN.AMA BAKIYORUM VE ÜZÜLÜYORUM BU GENÇLİĞE.

Demo dedi ki...

Kıymetli Vatan ve Millet;
Aslında doğrular gözümüzün önünde ama bu doğruları anlamak değerlendirmek ve sonuç olarak, gereğini yapmak 2 ayrı boyuttadır.
Birincisi bireysel yaşam boyutu, diğeri toplulukla yaşamın paylaşılması boyutu.
Gerçekte bu iki boyut bir noktada kesişmekle birlikte, tüm topluluk fertlerinin o kesişme noktalarında buluşuyor olmaları esastır.
Biz ülke olarak o noktada buluşmak bir yana, şu yazımı okuyan çoğunluk; "Ne dedi şimdi bu adam?" diye sormak noktasında.
Anlatmak istediğim, bir grup içinde tek kişinin görmesi ve bilmesinin yetmediği gerçeğidir.
Daha basit bir anlatı olan; Aile içinde kişilerin farklı davranışlarının ve dolayısı ile ortaya çıkan anlaşmazlıkların sonuçları olarak da gösterilebilir.
"Herkesin bir doğrusu vardır" düşüncesi bir toplumu nasıl zehirler. Bunun gelecekte bu topluma nasıl bir fatura çıkaracağı bilimsel çevrelerde bile dile getirilmemekte.
Oysa içinde bulunduğumuz durum bilimsel felsefede bile tanım bulmanın ötesinde, doğrudan bilimsel gerçekliğide kapsamakta.
Fizikte nesnelerin birleşmesi herhangi bir eylemin güçlenip ortaya çıkmasına yol açar, öte yandan, bir karşın-karşıt girişimi önleyecek her güçlü baskıyı da kırar yada etkisiz bırakır.
Cılız seslerimizle, halkımıza birşey anlatmaya çalıştığımız ülkemizde bu aynı ile vaki...
Katkınız için teşekkürlerimle.
Dostça kalınız.

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Sevgili Kardeşim DemotikE

http://sukruyilmaz.net/img/gunaydin4.jpg

Günaydın Hayırlı Sabahlar uzun bir yaz tatilinden sonra sizlerle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Sevdikleriniz le ve yakınlarınızla birlikte güzel neşeli ve sağlıklı bol bereketli günler geçirmenizi dilerim.
Sevgiyle,Saygıyla vede Sağlıkla Mutlu Esen Kalın ALLAHA Emanet Olnuz.Saygılarımla

YORUM:Facebook ABD nin bir kazığı ve ne var ne yok Türk ve Dünya insanlarının beyinlerini yıkamak ve dejenere etmekten başka bi işe yaramadığı piyasaya sürdüğü salgın bir hastalık,ve herkeste face book 'ta bir marifet iş gibi orada her derdini pisliğini sapkınlıklarını yazanlar sergileyenler orada...

Şükrü Yılmaz
Antakya-HAtay

http://sukruyilmaz.net
http://sukruyilmaz.com

Gözyaşı Çiçeği

Etekleri buz
Kız kulesinin
Serseri rüzgârın dilinde
Kırık bir suzidîl...

Ayrılık
Hırçın dalgalarla
Sıçratıyor hasreti kucağına...

Ne garip
Kimse anlamıyor
Sormuyor halini
Islak saçları
Uzuyor yalnızlığa...

Açık kalan göğün fıskıyesi
Yıkıyor kanayan ruhunu boydan boya
Bulanık anılar karışıyor sulara...

Sahilde sektirdiği
Çakıl taşlarından ürken
Yalı çapkınlarının kanat sesi
Hala kulağında...
ve hala silinmeyen aşkın ayak izi...

Issız kumsalda
Hüzün yağmurlarından
Filizleniyor
Gözyaşı çiçeği...

Alıntı:Gözde Aydın
http://www.siirkolik.com/siirler/74048-gozyasi-cicegi.asp

Demo dedi ki...

Selamlar Şükrü Bey;
Tatilde olduğunuzu biliyordum.
Dilerim iyi dinlenmiş, yılın yorgunluğunu atmışsınızdır.
Sağlık ve afiyet dileklerimle
Dostça kalın.